Mardin İl Müftü Yardımcısı Zübeyde Zengin, İslam’a ve aileye saldıran film, dizi ve sosyal medya içerikleri ile ilgili İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.
Sosyal medyada oluşturulmaya çalışılan olumsuz din algısının öteden beri varlığını sürdürdüğünü belirten Zengin, küçük yaşlardan itibaren izlenilen filmlerin, dinlenilen haberlerin din algısı ile birlikte aile ve toplum yapısını da etkilediğini kaydetti.
İnsanoğlunun izlediği ya da dinlediği karakterlerle özdeşleşebilen bir varlık olduğunu kaydeden Zengin, tüm bunların bilinç ve şuurun kaybedilmesine neden olduğunu vurguladı.
Sosyal medyanın, toplumda 7’den 70’e herkesi etkisi altına aldığını belirten Zengin, “Teknolojinin gelişmiş olduğu günümüz dünyasında sosyal medya en etkili silah olarak değerlendirilmektedir. Modern toplumda medya sadece bilgi aktarımında değil, hayatın her alanını etkilemekte ve hayatın her alanına yön vermektedir. Bu etki, toplumda 7’den 70’e herkesi etkisi altına almış durumdadır. Sosyal medyadan etkilenmeyen birey neredeyse yoktur diyebiliriz. En ücra köylere kadar sosyal medya ulaşmıştır ve toplumları etkisi altına almıştır. Medyanın etkisi sadece bilgi aktarımında değildir. Sosyal medya, yanlış kullanıldığında Malcom X’in ifadesiyle ‘Mazlumlardan nefret etmemize ve zalimleri sevmemize neden olabilecek bir araçtır’ şeklinde sosyal medyaya vurgu yapmıştır. Bu noktadan da sosyal medya yanlış kullanıldığında, sosyal medyadan alınan her haberin doğru olduğu sanıldığında da gerçekten bizi etkisi altına almaya devam edecektir. Sosyal medyanın olumsuz din algısı öteden beri var ola gelmektedir. Küçüklüğümüzden itibaren izlediğimiz filmler, dinlediğimiz haberler, din algımızı maalesef etkileyebilmektedir. Filmlerdeki ‘Hoca camide’ ifadesi ya da karakter olarak canlandırılan bir imamın, bir din görevlisinin yanlış bir karakter olarak bizlere lanse edilmesi, toplumdaki din algısını, dindar algısını olumsuz yönde etkilemiştir.” şeklinde konuştu.
“Bizler de onlar gibi olmaya başlıyoruz”
Şursuz dizi ve filmlerle, ahlaki değerlerin yok sayıldığı, aile kavramının tüketilmeye ve yok edilmeye çalışıldığını belirten Zengin “Reklam, film, çizgi film ve haberler, insanların algılarını müthiş derecede etkilemektedir. Reklamlara bakıldığında da israfı, harcamayı, tüketimi hep ön görmüş ve buna teşvik etmiştir. Günümüzde sosyal medya veya televizyonlarda güzel bir reklam, maalesef yok denecek kadar azdır. Hepimiz bazen bireysel olarak sinemalarda bazen de televizyonlarda bilgisayarda film izlene gelmektedir. Tabi ki bu insanların bir ihtiyacıdır. Ancak hangi filmleri izlediğimiz, film izlerken nasıl bir kisveye büründüğümüz de çok önemlidir. Bu noktada insanoğlu izlemiş olduğu, dinlemiş olduğu karakterlerle özdeşleşen bir varlıktır. Neyi izliyor ve dinliyorsak bizler de yavaş yavaş onlar gibi olmaya başlıyoruz. Filmlerdeki ahlaki değerlerimizin yok sayıldığı, aile kavramının tüketilmeye, yok edilmeye çalışıldığı bilinmektedir. Bizler de ailelerimizle, çocuklarımızla film izlerken bu bilinçte olmak durumundayız. Bu bilinci kuşanmak durumundayız. Zira insanlar artık öncesinde çok ayıp gördüğü, yanlış gördüğü dini anlamda aslında haram olan bir şeyi izleye izleye normalmiş gibi görmeye başlıyor. Bizler de izlediğimiz filmleri seçerek izlemek durumundayız. Elimize aldığımız bir telefon da reklamlarda dahi filmler hemen önümüze düşmekte, insanların dikkatini çekecek şekilde filmler arka arkaya sıralanmakta. Dolayısıyla bu noktada uyanık olmak durumundayız.” ifadelerini kaydetti.
“İzlenen dizi veya filmler, vakit ve insan israfıdır”
Sosyal medyanın bir taraftan bazı eksiklikleri giderirken bir taraftan da büyük gedikler açtığını ifade eden Zengin, “Şu an günümüzdeki en büyük hicret televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmek olarak ifade edilirken, belki de şu an elimizdeki telefonu bırakmak, elimizdeki telefonu dikkatli kullanmak en büyük bizim mücadelemiz olacak. En büyük cihadımız olacak diye düşünüyorum. Çünkü sosyal medya bir taraftan bazı eksiklikleri giderirken, bir taraftan da büyük gedikler açmaktadır. Toplumda ahlaki yıkımlara yol açmaktadır. Bizler büyükler olarak evlatlarımızla film izlerken, kendimiz bir şeylere bakarken, sosyal medya okuryazarlığını iyi bilmemiz gerekiyor. Hem herhangi bir filme herhangi videoyu izlerken gelişigüzel vakit geçirmek veya eğlenmek için dinlemeyiz. Çünkü Müslüman kimliğini taşıyan bireyler olarak biz, izlediğimizi, okuduğumuzu dinlediğimizi iyi gözlemlemek durumundayız ve vaktimizi de iyi geçirmek zorundayız. İzlenen video veya filmler, sadece bir vakit israfı olmanın dışında insan israfıdır. Ahlakımızın yozlaşması, aile kavramının yok olmasıdır.” şeklinde ifade etti.
“Bilinçli davranılmadığı zaman sosyal medya bizi kullanır ”
Zengin, toplumda ahlaki yapının bozulmaması için yapılması gerekenlere değinerek, “Bu noktada da hepimize görevler düşmekte. Bununla ilgili neler yapılabilir diye düşünülürse, öncelikle Hucurat suresinin 6’ncı ayeti kerimesi bize bu noktada rehber olmakta. ‘Ey iman edenler size bir fasık haber getirirse onu araştırın’ ayeti aslında bize sosyal medya okuryazarlığının nasıl olması gerektiğini öğreten bir ayeti kerimedir. Sosyal medyada duyduğumuz her haberin doğru olmadığını bilmek durumundayız. Sosyal medya okuryazarlığı dersleri var. Sosyal medya okuryazarlığı ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Biz de bu noktalarda kendimizi donatmak durumundayız. Bilinçli bir sosyal medya kullanıcısı ve seçici bir sosyal medya kullanıcısı olmak zorundayız. Aksi takdirde sosyal medya bizi kullanır hale gelir. Bu noktada da bizlere görevler düşmektedir. Çocuklarımızla, ailemizle, televizyon izlerken de ‘Burada bir yanlış gördüm.’, ‘Şu konu aslında yanlıştır.’ diye de toplu bir şekilde o filmin o izlediğimiz videonun kritiğini de yapmamız gerekiyor ki bu bize bir şuur kazandırır. Rabbim hepimize uyanıklık versin. Sosyal medyanın şerrinden, kötülüklerinden hepimizi muhafaza eylesin inşallah. İyi bir sosyal medya kullanıcısı olup hayırlarda bunu kullanabilmeyi vesile kılsın inşallah.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)