Bursa’nın Yenişehir ilçesinden geçen Kocasu Deresi’nin tamamen kurumasıyla ortaya çıkan manzarayı görenler üzüntü ve korkuyu bir arada yaşıyor.Gürhan ADANA / BURSA (İGFA)- Uludağ’ın eteklerinden gelen sularla beslenen ve Yenişehir’in Çayırlı, Ayaz, Söylemiş, Subaşı, Akdere, Mahmudiye, Çamönü, Ebeköy ve Köprühisar köylerindeki 40 kilometrelik yolculuğunun ardından Sakarya Nehri’ne dökülen Kocasu Deresi’nde ekosistem çöktü.

Derenin içinden geçtiği Ayaz Köyü’nde kuraklığın arkasında bıraktığı manzara adeta korku filmi setini andırıyor. İlkin binlerce balığın öldüğü dere yatağında devrilen ağaçlar ve bu ağaçları kaplamış kuru yosunlar göze çarpıyor. Yer yer bataklığa dönüşmüş küçük birikintilerde yaşam mücadelesini kaybetmiş sazan, imron, yayın ve delibalıklar hareketsiz yatıyor.

Bursa Nilüfer'de keman ve piyano buluşması Bursa Nilüfer'de keman ve piyano buluşması

Dere yatağında inceleme yapan Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Erkan Erdem, “Yenişehir'de kuraklık ve yanlış su yönetimi politikaları nedeniyle dereler kurudu, ekolojik denge bozuldu. Bu durum, bölgede yaşayan birçok canlı türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden oldu. Bölgede sadece balıkların ölmediğini ekolojik hayatın sona erdiğini gördük” dedi.

Yenişehir’de tehlike çanlarının çaldığını söyleyen Erdem,canlı türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Erdem, “Bursa'nın Yenişehir ilçesinde, son dönemde artan sıcaklıklar ve yetersiz su yönetimi, doğal yaşamı tehdit ediyor. Boğazköy Barajı’ndaki su seviyesinin kritik seviyenin altına düşmesi ve bölgede etkili olan aşırı sıcaklar, birçok derenin kurumasına yol açtı. Su kaynaklarının tükenmesi, sadece tarım sektörünü değil, aynı zamanda derelerdeki ekolojik hayatı da olumsuz etkiliyor” diye konuştu.

Derelerin kurumasının, bölgede yaşayan balıklar, su böcekleri, kurbağalar ve diğer sucul canlılar için hayati öneme sahip suyun tamamen yok olmasına neden olduğuna işaret eden Erdem sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle balık popülasyonu, su seviyelerinin azalmasıyla birlikte kitlesel ölümlerle karşı karşıya kaldı. Kurbağalar ve su böcekleri gibi suya bağımlı diğer türler de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Su kaynaklarının azalması, ayrıca derelere bağlı bitki örtüsünün de kurumasına yol açıyor. Bu durum, bölgedeki biyolojik çeşitliliği ve ekolojik dengeyi derinden etkileyerek bir zincirleme reaksiyona neden oluyor. Bitki örtüsünün yok olması, toprak erozyonunu artırarak bölgenin genel ekosistemini tehdit ediyor.”

YANLIŞ SU YÖNETİMİ VE KONTROLSÜZ KULLANIM

Derelerin kurumasının ana nedenlerinden biri yanlış su yönetimi ve kontrolsüz kullanım. Boğazköy Barajı'ndan elektrik üretimi için gereğinden fazla su salınmasının ve kaçak su kullanımlarının, su seviyelerinin bu denli düşmesine yol açtığı çevre köylerde yaşayanlar tarafından ifade edildiğini söyleyen Erdem, su yönetimi politikalarındaki eksikliklerin, bu süreçte doğrudan etkili olduğunu belirtti.

ACİL EYLEM PLANI GEREKLİ

Su kaynaklarının korunması ve derelerin yeniden canlandırılması için acil bir eylem planı hazırlanması gerektiğini bildiren Erdem, sözlerini şöyle tamamladı: “Ekolojik dengeyi korumak ve doğal yaşamı sürdürebilmek için etkili bir su yönetim planının yanı sıra, bilinçli tarım ve su kullanımının teşvik edilmesi gerekiyor. Bölgedeki su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, sadece tarımsal faaliyetler için değil, aynı zamanda ekolojik hayatın korunması için de büyük önem taşıyor. Yenişehir'de yaşanan bu çevresel kriz, su kaynaklarının doğru yönetilmesi ve korunması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Doğal yaşamın ve ekolojik dengenin korunması için tüm paydaşların sorumluluk alması gerektiği açıkça ortada.

Kaynak: igf