Göğüste yanma hissi, mideden ağıza doğru yükselen acı-ekşi mide içeriği, ses kısıklığı, boğazda gıcıklanma… Bu ve benzeri şikayetlerle kendini gösteren ve halk arasında reflü olarak tanımlanan ‘gastroözofageal reflü hastalığı’ (GÖRH) son yıllarda giderek daha sık görülüyor.

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Çetin Karaca, ülkemizde her 5 kişiden birinin reflü hastası olduğunu belirterek, özellikle yemeklerden yaklaşık yarım saat sonra başlayan şikayetlerin gece astım benzeri öksürük ve boğulma krizlerine yol açabildiğini, tedavinin ihmal edilmesi durumunda ise kanserleşme ihtimali olabileceğini vurguladı.

Son yıllarda teknoloji ve tıptaki gelişmeler sayesinde reflünün tanı ve tedavisinde hızlı ilerlemeler yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Çetin Karaca, GÖRH’nin tedavisinde yeni gelişmeleri anlattı, reflüye karşı önlemleri sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.  

Karaca, “Reflü mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Normalde yemek borusu ile mide arasında kapak görevi yapan ve mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını engelleyen kapak mevcuttur. Bu kapağın geçici olarak gevşemesine neden olan birçok faktör (sigara, alkol, acılı- baharatlı yiyecekler, kızartmalar, şişmanlık, turunçgiller vb) reflüye neden olur.” dedi.

Yapılan çalışmalarda, geçmişte sadece yetişkinlerin hastalığı olarak bilinen reflünün son yıllarda yaygınlaştığının ve artık çocuklarda da sık görüldüğünün ortaya konulduğunu belirten Prof. Dr. Karaca, günümüzde her 5 kişiden birinde reflü tespit edildiğini söyledi.

Karaca, "Reflünün tipik bulgusunu; göğüs kafesi arkasında yanma hissi ve acı-ekşi mide içeriğinin mideden ağıza doğru gelmesi oluşturuyor. Yemeğin ardından genellikle yaklaşık yarım saat içerisinde şikayetler başlıyor; aşırı dolu mide ile yatan kişilerde mide içeriği gece soluk borusu, yutak ve ağıza kadar geri gelebiliyor." ifadelerini kullandı.

Bu hastalarda gece astım benzeri öksürük ve boğulma krizleri, boğazda yanma ve ses kısıklığı sorunu baş gösterdiğini belirten Karaca, “Kalp hastalıklarına bağlı olmayan göğüs ağrısının en sık nedeni gastroözofagial reflüdür. Geniş katılımlı toplum çalışmalarına göre; insanların yüzde 50’si yılda en az bir kez, yüzde 25’i ayda bir kez, yüzde 15’i haftada bir kez ve yüzde 5-10’u da her gün en az bir kez reflü semptomlarını yaşamaktadırlar. Reflü tedavisi hem günlük yaşam kalitesinin artırılması hem de ihmal edildiğinde kanserleşme ihtimali olabildiğinden geciktirilmemelidir.” tavsiyesinde bulundu.

Yeterli dozda ilaç kullanmasına rağmen reflü şikayetleri kontrol altına alınamayan, ilaç kullanmak istemeyen, gece reflü semptomları yoğun olan hastalara endoskopik reflü tedavilerinin önerilebildiğini belirten Prof. Dr. Çetin Karaca, reflüye karşı etkili olan önlemleri şöyle sıraladı:

Reflüye karşı 10 önlem

"Yatağınızın başını yükseltin ya da başınızın altına çift yastık kullanın.

Yatmadan üç saat önce yemekten kaçının.

Yemeklerin miktarı ve yağ içeriği ile kafein ve çikolata tüketimini azaltın.

Sigara ve asitli içecekler ile salçalı ve baharatlı gıdalardan kaçının.

Uzman Diyetisyen Korkmaz: Çok sık görülen demir eksikliği kilo vermeyi güçleştiriyor Uzman Diyetisyen Korkmaz: Çok sık görülen demir eksikliği kilo vermeyi güçleştiriyor

Fazla kilolarınızdan sağlıklı bir şekilde kurtulun.

Karın içi basıncını artıran korse ve sıkı kemer takmayın.

Stresden uzak durun, stresi yönetmeyi öğrenin.

Ağrı kesici ilaçları mümkün olduğunca kullanmayın.

Düzenli egzersiz yapın ama egzersizi yemeğin hemen ardından değil iki saat sonra yapmaya özen gösterin.

Yemek esnasında su tüketmek reflüyü kolaylaştıracağından, suyu öğün arasında için." (İLKHA)

Kaynak: ilkha