Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban, sosyal medya bağımlılığının bireyleri karamsarlığa sürüklediğini belirterek, "Doomscrolling, bilinçaltını olumsuz etkileyerek kişisel motivasyonu ve sosyal ilişkileri zayıflatıyor." dedi.

Daban, "Doomscrolling" olarak bilinen ve Türkçede "felaket kaydırması" şeklinde ifade edilen bu durumun, sosyal medya kullanıcılarının şiddet, kriz ve doğal afet gibi olumsuz içeriklere aşırı yönelmesiyle ortaya çıktığını vurguladı.

Daban,"Sosyal medyada sürekli bu tür içerikleri tüketmek, bilinçaltını karamsar bir düşünce yapısına sürüklüyor. Bu durum bireyin olumlu düşünme yeteneğini zayıflatıyor ve kişisel motivasyonu düşürüyor." diye konuştu.

"Olumsuz içeriklere maruz kalmak, ruhsal çatışmalara neden oluyor"

Pandemi süreci ve ardından yaşanan büyük depremlerle birlikte sosyal medya kullanımının daha da arttığını ifade eden Daban, "Covid-19 döneminde gençlerin teknolojiye bağımlılığı ciddi oranda yükseldi. Sosyal medyayı güvenilir bir liman olarak gören bireyler, kendilerini bu platformlarda adeta uyuşturucu etkisi altında tutmaya başladı. Ancak sürekli olumsuz içeriklere maruz kalmak, bireylerin ruhsal çatışmalarına ve sosyal ilişkilerinde olumsuz etkiler oluşturmasına neden oluyor." şeklinde konuştu.

"Sınır koymak ve amaç belirlemek önemli"

Daban, felaket kaydırmasının etkilerinden korunmak için bazı önerilerde bulunarak şunları söyledi:

"Sosyal medyayı kontrollü kullanmak için öncelikle bir amaç belirlenmeli. Hangi içerikleri ne için izleyeceğimizi bilmeliyiz. İkinci olarak, kullanım süresi sınırlandırılmalı. Üçüncü olarak ise yüz yüze iletişim yeniden ön plana çıkarılmalı. İnsanlarla doğrudan iletişim, gerçek sosyalleşmeyi sağlar."

"Tefekkür ve içsel muhasebe şart"

Felaket kaydırmasından kurtulmanın önemli yollarından birinin tefekkür olduğunu ifade eden Daban, bireylerin sosyal medya kullanımını sorgulamalarını tavsiye ederek, "Sosyal medyaya girmeden önce kendimize şu soruları sormalıyız: Bu içerikleri neden izliyoruz? İzlediğimiz içeriklerden nasıl bir fayda sağlıyoruz? Kendimizi bu platformlarda sorgulamazsak, esir olmaya devam ederiz. Özellikle günün belirli bir saatini sınır koyarak sosyal medyadan uzak durmayı başarmalıyız." açıklamalarında bulundu.

"Her yaş grubu risk altında"

Sadece çocuk ve gençlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin bu sorunla karşı karşıya olduğunu belirten Daban, "Felaket kaydırması için net bir yaş sınırı yok. Her yaş grubundan birey, sosyal medyada kontrolsüz kullanım nedeniyle olumsuz etkiler yaşayabilir. Bu nedenle herkes, sosyal medya kullanımına sınır koymalı ve bunu alışkanlık haline getirmelidir. Eğer bunu başarabilirsek, 'felaket kaydırması' yerine bilinçli bir sosyal medya kullanımı inşa edebiliriz." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)

Suriyelilerin ülkelerine dönüşü emlak piyasasını etkiler mi? Suriyelilerin ülkelerine dönüşü emlak piyasasını etkiler mi?
Kaynak: ilkha