Aile kurumu, tarih boyunca toplumların temel yapı taşı olmuştur ve günümüzde de aynı önemi taşımaktadır. Ancak günümüz dünyasında aile, çeşitli sapkın akımlar ve ideolojik saldırılarla karşı karşıya kalmaktadır. Cinsiyetsizlik, aileyi yok sayan akımlar ve toplumsal değerlerin zayıflaması, aile yapısını tehdit eden en büyük faktörler arasında yer alıyor. Bu durum, aileyi korumak ve güçlendirmek için daha fazla çaba sarf edilmesini gerektiriyor.
İLKHA muhabirine konuşan Bursa İl Müftülüğü Vaizi Bekir Şahin, aile kurumunun toplum için taşıdığı öneme dikkat çekti.
Aileyi korumanın, toplumu korumak anlamına geldiğini ifade eden Şahin, aileyi doğru kurmanın ve sağlam temeller üzerine inşa etmenin önemini anlattı.
"Aile, toplumun en önemli kurumudur"
İnsanın sosyal bir varlık olduğunu söyleyen Şahin, "Yalnız yaşamıyoruz bu dünyada, başıboş da değiliz. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor; 'İnsanoğlu başıboş bırakıldığını mı zanneder?' Başıboş ve yalnız da değiliz. Çevremizde insanlar var. Bir ailenin içinde doğuyoruz. Doğduğumuz zaman bir aile içinde doğup dünyaya geliyoruz. Aile, toplumun en önemli kurumudur. Ailenin öneminden önce aile kurmanın önemini bilmeliyiz. Yani, aile nasıl kurulur? Eğer aile doğru şekilde kurulursa, o aile doğru şekilde ilerler. Doğru aile kurmakta problem yaşıyoruz. Peki, bunu nereden öğreneceğiz? Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin hadisi şeriflerinden öğreneceğiz." dedi.
"Ailesi çatırdayan toplumlar zamanla yok olup gider"
Ailenin, eş seçiminden başladığını belirten Şahin, "Çocuklara daha gelmeden önce eş seçimi oluyor. Eş seçiminde Peygamber Efendimizin bize tavsiyeleri var. Bir insan dört şeyi düşünerek eş seçer. Bunlar malından, soyundan, güzelliğinden ve dininden dolayıdır. Peygamber Efendimiz sonunda buyuruyor ki, 'Siz dindar olanını seçin ki eviniz bereket bulsun.' Biz önce dindar olanını seçeceğiz. Kendimiz de dindar olacağız. Bu müessesede senin benim dediğim yok. Bu müessesede Rabbimizin dediği var. Ailesi çatırdayan toplumlar zamanla yok olup gider. Aile, toplumu ayakta tutan en küçük yapı taşıdır. Orayı bir çekerseniz, alttan toplumun temeli kaymış olur ve bundan sonra da o bina çok çabuk da yıkılır." diye belirtti.
"Amaç böl, parçala, yönet taktiğiyle aileleri dağıtarak toplumları yönetmek"
Dünyada ve özellikle Avrupa'da bir cinsiyetsizlik akımının olduğunu kaydeden Şahin, "Türkiye'ye de entegre etmeye çalışıyorlar. Toplumumuzda inşallah tutmaz ama sosyal medyanın vasıtasıyla, Güney Kore akımı diye bir grup var. Burada, işte çocuklar cinsiyetsiz, kız mı, erkek mi olduğu belli değil. O tarafa çok yatırım yapılıyor. Bu amaç, aileyi dağıtmak olduğu içindir. Neden aileyi dağıtacaksın? Aileyi dağıtacaksın ki o toplumu daha rahat yönetebilesin. Böl, parçala, yönet taktiği bu. Toplumu yönetmen için bölüp parçalaman lazım. Parçalamak için de aileyi parçalaman lazım. Bu nedenle en iyi parçalama yönü, cinsiyetsizlik ve sapkın akımlardır. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de, 'Ben sizi bir erkek ve bir dişiden yarattım' buyuruyor. İki cinsiyetten başka bir cinsiyetimiz yok. Sapkın akımlara göre, çocuk dünyaya geliyor, biz karar veremeyiz. Çocuk büyüyecek, kendi karar verecek ne olduğuna. Nasıl yarattığı bellidir. Yok, diyorlar, biz çocuğa dikta etmeyeceğiz. 'Erkek ve kızsın' demeyeceğiz. Üçüncü cinsiyetsiz bir çocuk ileride cinsiyetini isterse, kendisi seçer diyorlar. İşte bunlar, aileyi yıkmak için çok planlı yapılardır." şeklinde konuştu.
"Çocuklarımızı akımlara kaptırmamak için onlarla iletişimimizi artırmalıyız"
Sosyal medya vasıtasıyla dünyaya iyi yönde olmakla birlikte kötü yönde de entegre olabildiğini vurgulayan Şahin, "Bu da çocuklarımızı, gençlerimizi etkiliyor. Bize düşen görev, çocuklarımızı o akımlara kaptırmamak için onlarla iletişimimizi artırmalıyız. Çocuklarımız odaya geçtiğinde neyi izliyor? Hangi kanalı izliyor? Çok küçük yaştan başlıyor. Elinde tablet, telefon, işte sosyal medyada birçok içerik var. Hepsini takip edemiyoruz. İşte, odaya geçtiğinde neyi izliyor? Neden etkileniyor çocuklar? Onlar nasıl çocuklarımızla iletişime geçiyorsa, biz onlardan daha çok iletişim halinde olmamız lazım çocuklarımızla." diye belirtti.
"Aileyi bozmak için zararlı içeriklere devasa paralar harcıyorlar"
Ergenlik sürecinde çocuklarla birlikte iletişim artırılırsa akımlara kaptırılmayacağını ifade eden Şahin, "Çocuk dünyaya geliyor. Sanki anne-baba görevi sadece çocuğu yedirmek, giydirmektir. Ondan sonra eline bir de tablet veriyor. 'Bana karışma,' diyor. 'Ben işime bakayım,' diyor. Çocuğu o tablet büyütüyor. İşte, o tablette de her zaman faydalı içerikler olmuyor. Zararlı içerikler de oluyor. İnsan nefsi zararlı şeye daha çok meyillidir. İşin başka boyutu da bazı yapılar, aileyi bozmak için zararlı içeriklere müthiş paralar harcıyorlar. Senin önüne sürekli onlar düşüyor, bakıyorsun. Bu yapılar, çocuklarımızı kötü yönden cezbediyor maalesef. Bu da bizim için en büyük problemlerden birisidir. Çocuklarımızda kaliteli zaman geçirebilirsek, inşallah bu akımlara çocuklarımızı kaptırmamış oluruz." diye konuştu. (İLKHA)