Ilim & irfan

Müftü Bekiroğlu: Üç ayları af ve mağfiretimiz için vesile kılalım

Gaziantep Şehitkamil ilçe Müftüsü Abdullah Bekiroğlu, Recep ayının il günüyle başlayan üç ayların en güzel şekilde değerlendirilmesi için tevbe ve istiğfarla geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ramazan ayı dışında kalan Recep ve Şaban ayına özel bir ibadet şekli olmadığını dile getiren Şehitkamil ilçe Müftüsü Abdullah Bekiroğlu, bu aylarda da istenildiği kadar ibadet edilebileceğini ifade etti.

Bekiroğlu, tüm zaman dilimlerinin Allah katında aynı olduğunu fakat bazı vakitlerin Allah'ın rahmetini ve mağfiretini daha fazla kazanmak için vesile olduğunu dile getridi.

Bekiroğlu, "Rabbim, (Celle Celaluhu) yakında gireceğimiz Receb, Şaban, Ramazan üç aylar diye tabir ettiğimiz bu mübarek zaman dilimlerini hayırlara vesile eylesin. Enes bin Malik'ten gelen rivayette Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu aleyhi vessellem) 'Ya Rabbi bize Receb'i ve Şaban'ı hayırlı, mübarek kıl ve bizi Ramazan-ı Şerife ulaştır.' diye dua ederdi. Aslında zamanların hepsinin Cenab-ı Allah nezdinde değeri birdir. Yani Cenab-ı Allah sahir vakitlerde bizden istediği şeyleri mübarek gördüğümüz gecelerde de gündüzlerde de bizden istiyor. Ama mübarek dediğimiz gündüz ve gecelere Cenab-ı Allah bizlere ekstradan, fazladan rahmetini bahşedeceğini ifade ediyor." dedi.

"Recep ve Şaban ayları Ramazan-ı şerife hazırlık gibi düşünülebilir"

Üç aylardan istifade edebilmek için çabalamak ve gayret etmek gerektiğine değinen Bekiroğlu, "Mesela Receb ayı içerisindeki Regaib Gecesi, İsra ve Miraç'ın gerçekleştiği Miraç Gecesi ve yine Şaban ayındaki Beraat gecesi, bunlarda Cenab-ı Allah lütuf, kerem ve ihsanını bizlere daha çok yağdıracağını hem Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerinden hem İsra ve Miraç ile ilgili ayeti kerimelerden biliyoruz. Dolayısıyla Ramazan'ın son 10 günü içerisinde olan Kadir Gecesi, Rabbimizin bize bir anlamda manevi olarak engin rahmetini bolca sunduğu zaman dilimleri ve bunlardan istifade etmemiz lazım. Ramazan-ı şerife girmeden önce Recep ve Şaban ayları Ramazan-ı şerife hazırlık gibi düşünülebilir. Bu zaman dilimlerinde Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vessellem) tamamen olmasa da kısmen ibadetlerle meşgul olmuş Recep ayında, Şaban ayında. Dolayısıyla bu mübarek günlerin ve gecelerin Ramazan-ı şerife bir hazırlık olduğunu, bir giriş kapısı mesafesinde olduğunu düşünmek lazım. Aslında bizlerin manevi olarak kendimizi hazırlamak noktasında Rabbimiz (Celle Celaluhu) 'Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olan genişliği gökler ve yerler kadar Cennetlere koşun.' Bunun için çaba gösterin, bunun için gayret gösterin diye bize genel olarak ifade ediyor. Bu nedenle bizler idrak edeceğimiz Regaib Gecesi, Recep ayı, yine İsra ve Miraç'ı, Şaban ayı içerisinde idrak edeceğimiz Beraat Gecesi'ni bütün bunların tamamını Rabbimizin bizleri aff ve mağfiret etmesi için, rızasına nail olmak için bir vesile olarak görüp çabalamamız, gayret etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

'Beş gece vardır ki o gecelerde yapılan dualar geri çevrilmez'

Duanın önemine değinen Bekiroğlu, "Efendimiz (Sallallahu aleyhi vessellem) yine bir hadis-i şerifinde ifade ediyor. 'Beş gece vardır ki, o gecelerde yapılan dualar geri çevrilmez.' Bunlar Receb ayının ilk gecesi, Cuma geceleri -hani halkımızda da aslında böyle bir şey gelenek halini almıştır. Perşembeyi Cuma'ya bağlayan geceler, Cuma geceleri genelde camilerde tevbe istiğfarla meşgul olunur- bu da güzel bir şeydir. Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı geceleridir. Ve bir de Şaban ayının 15'inci gecesi, yani Beraat Gecesi diye tabir ettiğimiz gece. Böyle bir rivayet geçmektedir. Dolayısıyla bizler mümkün mertebe Rabbimize yakınlaşmak için bir takım vesileler arayacağız. Bu vesilelerle bizler varsa hatalarımız, günahlarımız, kusurlarımız, onların affı, Rabbimizin rızasına nail olmak için birer sebep olarak değerlendirmemiz lazım." şeklinde konuştu.

"Recep ve Şaban ayına özel bir ibadet şekli yok"

Peygamber Efendimizden rivayet edildiği söylenen hadislerin sağlam temellere dayandırılması gerektiğini dile getiren Bekiroğlu, "Ramazan-ı Şerif'i dışarıda tutarsak geriye kalan iki ay, yani Recep ve Şaban aylarına hususi bir ibadet yoktur. Bunun da özellikle altını çizelim. Bir takım sahih olmayan, hatta sıhhattan öte uydurma rivayetlerde şu kadar namaz kılınması, yüz rekat namaz kılınması, kılınan rekatlarda şunların şunların okunması diye Peygamber Efendimizin bizlere tavsiye ettiği belirli bir ibadet şekli yoktur. Genel olarak bunu her vakitte, her zamanda da yapabiliriz. Bir kimse Rabbine onun rızasını kazanmak için istediği kadar namaz kılabilir, istediği kadar oruç tutabilir. Yani farklı farklı günlerde istediği kadar oruç tutabilir. İstediği kadar tasaddukta bulunabilir, istediği kadar Kur'an-ı Kerim okuyabilir, nafile ibadetlerle meşgul olabilir. Ama Peygamber Efendimiz böyle demiştir dediğimiz zaman, onun sağlam, belirli kaynaklara dayanması gerekiyor. Aksi takdirde Peygamber Efendimize iftira etmiş oluruz. Bu konuyla ilgili maalesef ülkemizde çok ciddi şekilde bir bilgi kirliliği var. " dedi.

"İstediğimiz ibadetle meşgul olabiliriz"

"Bir Müslümanın istediği kadar Rabbini razı etmesi için çalışmasında sınır olmadığına değinen Bekiroğlu, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhivessellem) Recep ve Şaban ayına mahsus herhangi bir ibadet bize tavsiye etmemiştir. Ama ibadetlerde sınır yoktur. Cenab-ı Allah bizim duamızı da, okuyacağımız Kur'an'ı da, kılacağımız namazı da kabul edecektir. Sınırlamadığımız sürece, Peygamber Efendimiz böyle demiştir demediğimiz sürece, istediğimiz ibadetle meşgul olabiliriz. Rabbim, Efendimizin belirttiği gibi, Recep'i ve Şaban'ı bizlere ve alemi İslam'a mübarek eylesin, hayırlı eylesin. Bizi hayırlı bir şekilde Ramazan-ı şerife ulaştırsın. Müslümanların kanlarının dökülmediği, zulme uğramadıkları mübarek zaman dilimi geçirmeyi Rabbimizden temenni ederiz. Rabbim müyesser eylesin. Gazzeli kardeşlerimize de nusretini ve zaferini ihsan eylesin." ifadelerini kullandı. (İLKHA)