Mardin'in Mazıdağı ilçesindeki okulun açıldığı ilk gününde Hediye Alay Aktaş Anaokulu'nda öğretmenlik yapan Yusuf Ekin, 2 veli tarafından darp edildi. Darp görüntüleri okulun güvenlik kamerasına yansıdı.

Siverek’ten Gazze’ye insani yardım gönderildi Siverek’ten Gazze’ye insani yardım gönderildi

 

Bir görgü tanığı yaşanan darp olayını şöyle anlattı:

"Mardin'in Mazıdağı ilçesinde Hediye Alay Aktaş Anaokulunda nöbetçi öğretmen Yusuf Ekin, okula bahçedeki ana kapıdan içeri girmeye çalışan bir veliye anahtarın kendisinde olmadığını, diğer kapıdan girmeleri gerektiğini söyledi. Bunun üzerine okulun bahçesine diğer kapıdan giren veli ve öğretmen tartıştı. Yaşanan arbedede veli, öğretmenin eline ve göğsüne vurarak itekledi. Daha sonra öğretmen veliye yumruk attı ve kavga başladı. Veli ve kardeşi, daha sonra öğretmeni darp etti. Velinin kardeşi, belinden kemeri çıkararak öğretmene vurdu."

Öğretmen Ekin, olay yerine çağrılan ambulansla Mazıdağı İlçe Devlet Hastanesine kaldırılırken, 2 veli de gözaltına alındı.

Yaşanan olayla ilgili Eğitim-Bir-Sen Mardin Şube Başkanlığı darp olayını kınayarak, öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılması ve eğitim çalışanlarının korumasız bırakılmaması gerektiğini vurguladı.

Basın açıklamasını yapan Eğitim-Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Abdusselam Demir, "İlme, âlime, muallime ve müderrise ihtiramı esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan ülkemizde, geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için, artarak devam etmektedir. Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler, maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri almak zorundayız. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır." ifadelerini kullandı.

Şiddet olaylarının ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebileceğini aktaran Demir, "Mevcut düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına geçmektir. Şu da bilinmelidir ki bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddet, ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebilir. Varlık ve medeniyet iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya mecburuz, yoksa pırıl pırıl olması gereken kalplerine attığımız karanlık kördüğümlerle hem çocuklarımıza şiddet uygulamış hem de onları şiddete yönlendirmiş olacağız. Eğitim merkezli düzenlemeler ciddi bir duyarlılık ve sorumlulukla yeniden tanzim edilmelidir. Öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız, güvensiz bırakılmamalıdır. Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalıdır. Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal çevrenin öğrenci üzerindeki muhtemel negatif etkilerinden arındıracak kapsamda yeniden ele alınmalıdır." şeklinde konuştu.

"Bakanlığımız, öğretmene şiddet konusunda daha fazla yaptırımları gündeme getirmeli"

Demir, öğretmenlere yönelik şiddeti önlemek için yetkililerin acil eylem planı hazırlamaları gerektiğine dikkat çekerek, "Mardin Mazıdağı Hediye Alay Aktaş Anaokulu bahçesinde öğretmenimize uygulanan şiddet, sıradan olaylar değildir. Görmezden gelinerek geçiştirilecek bir olay hiç değildir. Öğretmen arkadaşımız, ders saatinde okul bahçesinde iki eşkıyanın saldırısına uğramıştır. Görevi başındaki devlet memurunun dokunulmazlığını ihlal eden, okul sınırları içerisinde ve görevi başındaki personele saldırarak eğitim öğretimi engelleyen eşkiyalar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Bu saldırıyı ve kamu çalışanlarına yönelik tüm şiddet eylemlerini kınıyor ve lanetliyoruz. Okullarımız da hastaneler gibi, vergi daireleri gibi, nüfus müdürlükleri gibi kamu hizmeti verilen yerlerdir. Her birinde yüzlerce yavrumuzun eğitim gördüğü okullarımızın güvenliği, diğer kamu kurumlarının güvenliğinden çok daha önemli ve önceliklidir. Okullara giriş çıkışın da, iş takibinin de, problem çözmenin de bir yolu ve yöntemi vardır. Okullar kaba kuvvetle problem çözülecek yerler değildir. Eğitimciler her fırsatta kolayca itilip kakılacak, sahipsiz çalışanlar hiç değildir. Bakanlığımız, öğretmene şiddet konusunda daha fazla yaptırımları gündeme getirmeli, bu olaylara yasal yollarla dur denilmeli ve öğretmenlere yönelik şiddeti önlemek için acil eylem planı hazırlanmalıdır. Öğretmenlik meslek kanunu bir an önce Meclis'e getirilmeli ve yasalaştırılmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak bu menfur olayın takipçisi olacağız. Olayın faillerinin hukuk önünde hesap vermesi için her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kaydetti. (İLKHA)

Kaynak: ilkha