8 milyara dayanan dünya nüfusunun bir milyardan fazlası aşırı yoksulluk içerisindeyken dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri ise yoksul.

UNİCEF ve Dünya Bankası'nın geçtiğimiz yıl yayımladığı rapora göre Sahra Altı Afrika, yüzde 40 ile aşırı yoksulluk içinde yaşayan çocukların en fazla olduğu yer ve 2013'te yüzde 54,8 olan oranın 2022'de yüzde 71,1'e yükselmesi, son on yıldaki en büyük pay artışını oluşturuyor.

Rapora göre; günde 6,85 doların altında ücretle yaşamaya çalışan 3,5 milyar insanın durumu ancak yüzyılda düzeltilebileceği ve yoksullukla mücadele için artık alışılagelmiş çözümler işe yaramadığı belirtiliyor.

Afrika'nın yanında Ortadoğu'da da başlayan iç savaşlar, şiddet ve çatışmalar, işgal güçlerinin bir yılı aşkın süredir Gazze'de sürdürdüğü soykırım yoksulluğu daha da arttırdı.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), Filistinli mülteciler arasındaki yoksulluk oranının yaklaşık yüzde 90'a ulaştığını açıkladı.

2014 yılında ortaya çıkan iç karışıklıkların sonucu olarak büyük bir insani kriz ile karşı karşıya kalan 35 milyonluk Yemen'de ise yaklaşık 24 milyon kişi insani yardıma veya korunmaya muhtaç durumda.

Birleşmiş Milletler verilerine göre Yemen'de 4,5 milyon yerinden edilmiş kişi dahil 18,2 milyon kişi acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor.

Yoksulluğun nedenleri ve yoksullukla mücadelede bireylerin, sivil toplumun ve ülkelerin üzerine düşen sorumluluklarla ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmede bulunan Umut Kervanı Genel Başkanı Cengiz Kurtaran, küresel emperyal güçlerin daha rahat bir yaşam sunmak adına uyguladıkları politikalarla yoksul duruma düşen insanlara ulaşmanın imani bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.

"Afrika, Batılı ülkelerin sömürüsü nedeniyle açlıkla karşı karşıya"

Bakırcılar, soğuk havaya rağmen işlerinden vazgeçmiyor Bakırcılar, soğuk havaya rağmen işlerinden vazgeçmiyor

Kurtaran, "Yoksulluk tüm dünyada her geçen gün artıyor. 8 milyona yaklaşan dünya nüfusunun dörtte biri yoksulluk ile mücadele ediyor. Yoksulluk ile mücadele edenlerin de dörtte üçü açlık sınırının altında yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Tüm dünyayı göz önünde bulundurduğumuzda her ne kadar nüfus yoğunluğu olsa da aslında Allah'ın insanlara verdiği nimetler herkese yetecek kadar çoktur. Kan emici bazı diktatörler ve emperyalist güçlerin çıkardığı içi savaşlar veya ülkeleri sömürmesiyle oluşturdukları tahribatlarla birlikte yoksulluk her geçen gün artıyor. Özellikle Afrika kıtasına baktığımızda aslında yer altı kaynakları çok ve kendi yaşamlarını rahatlıkla idame ettirebilecek imkana sahiplerken Batılı ülkelerin sömürüsü nedeniyle açlıkla karşı karşıyalar. Oradaki kardeşlerimiz sanki bir açlık ve kıtlıkla karşı karşıyaymış, dünyadaki gıdalar onlara yetmiyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılsa da dünya üzerindeki nimetler insanlara rahatlıkla yetiyor.  Ancak emperyalist güçler daha kaliteli bir yaşam için dünya nüfusunun azalmasını istedikleri için bu tür sonuçlara varan olayların meydana gelmesine neden oluyorlar." dedi.

"Yoksulluğun sebebi gelir dağılımındaki adaletsizliktir"

Yoksullukla mücadele edilmesi adına hem STK'lara hem de devletlere düşen sorumlulukların olduğunu belirten Kurtaran, "Bizim anlayışımızda insanları yaşatmak vardır. Müslümanların bu konuya çok ciddi eğilmeleri gerekir. Yoksul olanlara el atılması gerekiyor. Ülkelerin bunu programlarına koymaları gerekiyor. Yaşanan yoksulluğun sebebi gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Oysa gelir daha adil dağıtılırsa, insanların hak ettiği şekilde paylaşılırsa yoksulluk çok da fazla kalmayacaktır. Çünkü özellikle halifelerin dönemine baktığımızda zekât verilecek insan bulamadıklarını görüyoruz. Bunun nedeni İslam'ın getirdiği adaletten dolayı herkese hakkının verilmesidir. Zenginler çevresindekileri gözeterek ihtiyaçlarını veriyorlardı. Biz, 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' anlayışına sahibiz. Bu şeref gerçekten çok kıymetlidir. Dolayısıyla çevremize karşı duyarlı olmalıyız. Devletlerin de bu durumu göz önünde bulundurmaları gerekir." diye konuştu.

"30 ülkede kardeşlerimizle dayanışma içerisindeyiz"

Kurtaran, "Bugün Yemen'i, Gazze'yi düşündüğümüzde kardeşlerimiz açlıktan şehit oluyorlar. Ancak bu yiyeceğin olmamasından kaynaklı değil emperyal güçlerin çıkardığı savaşlar, gıdanın ülkeye girişine izin vermemelerinden kaynaklanıyor. Bu konuda hem tüm Müslümanlara hem yardım kuruluşlarına düşen sorumluluklar var. Biz de İslam'ın o güzel prensibini benimseyerek en yakınımızdan başlamak üzere gerek ülkemizde gerekse de dünyanın farklı ülkelerinde yoksullukla mücadele eden kardeşlerimize ulaşmak, ihtiyaçlarını gidermek istiyoruz. Bunu yaparken sadece açlıklarını gidermek anlamımda değil eğitimsel olarak da kalıcı olarak iş ortamları oluşturmak, topluma kazandırmak için de gayretlerimiz var. Bu anlamda yaklaşık 30 ülkede kardeşlerimizle dayanışma içerisindeyiz. İnşallah çalışmalarımızı arttırarak devam ettireceğiz." şeklinde konuştu. (İLKHA)

Kaynak: ilkha