İTTİHADUL ULEMA heyeti, Filistin Âlimler Birliği Başkanı Dr. Nevaf Tekruri, Sudan Âlimler Birliği Başkanı Dr. Abdulhey Yusuf ve Filistin Âlimler Birliği Kudüs Platformu Başkanı Şeyh Ali Yusuf, Mardin’de bulunan âlimlerle buluştu.

Artuklu ilçesine bağlı Ortaköy Mahallesi’nde bir araya gelen İslam âlimleri, Filistin davasını yüklenmek, herkese anlatmak ve zulüm altında bulunan Müslümanlara karşı âlimlerin yapması gerekenler, üzerlerine düşen görevler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Boykota da değinen alimler, işgal rejiminin ve onlara destek veren firmaların ürünlerini almamayı, aksi takdirde almanın şer’i bir mesuliyet olduğunu kaydetti.

Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. 

“Peygamberlerin varisleri nitekim âlimlerdir”

Sudan Âlimler Birliği Başkanı Dr. Abdulhey Yusuf, İslam âlimlerinin topluma yol gösterici mahiyetinde olduğundan mesuliyetlerinin büyük aynı zamanda mühim olduğunu belirterek, “Öncelikle biz âlimlerin, Seydaların mesuliyeti çok büyüktür. Bizler insanlara hakkı, hakikati öğreten, topluma yol gösterenleriz. Nitekim Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, ‘benden bir ayet dahi olsa insanlara ulaştırın’ diye buyurmuştur. Çünkü Peygamberlerin varisleri de âlimlerdir. Lübnan’da, Filistin’de ve Gazze’de işgal rejimi, okullarını yıkıyor, çocukları şehit ediyor. Bu noktada dolayısıyla bizim üzerimize çok büyük bir sorumluluk düşmektedir. Oradaki kardeşlerimize yardım etmek hepimizin üzerine vaciptir. Nasıl ki Rabbimiz, ‘insanlar içinde Müslümanlara, ehl-i imana düşman olarak en fazla düşmanlık yapanları Yahudiler olarak görürsünüz’ diye buyurmaktadır.” şeklinde ifade etti.

Yusuf, “Bu anlamıyla biz Müslümanlar olarak Filistin’deki ve Lübnan’daki kardeşlerimizi onlara bırakmamamız lazım. Nasıl ki Peygamber Efendimiz Aleyhisselam Hadis-i Şeriflerinde, ‘Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Müslüman kardeşini düşmana teslim etmez’ diye buyurmaktadır. Bu anlamıyla bizler de kardeşlerimizi Yahudilere bırakmamamız, onlara teslim etmememiz gerekmektedir. Nasıl ki sizin dedeniz olan Selhaddin Eyyübi onun gayretine, onun çabasına, onun cihadına baktığınız zaman kendisi Şam’a gittiği zaman Şam’daki Haçlılarla savaşırken, onlara karşı cihat ederken onun cihadı Şam’da doğduğundan dolayı değildi. Kendisinin Şam’da yaşaması sebebiyle değil, bilakis onun cihadı bütün İslam topraklarıydı. İslam topraklarının tümü Selhaddin-i Eyyübi’nin vatanıydı.” ifadelerine yer verdi.

“Alimler, Filistin meselesini herkese anlatma konusunda çaba göstermelidir”

Yusuf, Filistin meselesinin tüm İslam ümmetinin meselesi olduğunu vurgulayarak, “Filistin toprakları tüm Müslümanlarının toprağıdır. Dolayısıyla bu toprakların savunulması lazım. Filistin toprakları Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın İsra olayının gerçekleştiği ve Mirac'a Rabbimizin katına yükseldiği topraklardır. Bu anlamıyla bizim için kutsal topraklardır. Filistin meselesini bütün âlimlerimizin insanlara anlatması lazım. Filistin hakkında oluşan şüpheleri insanların kafalarından gidermek lazım. Bazı şüpheler var. Filistin topraklarını satmış veya Yahudilerle barış yapılması gibi şüpheleri özellik giderilmesi gerekmektedir. Bir diğer önemli husus ise mal ile cihat etmektir. Gazze’de bulunan Müslüman kardeşlerimize destek için insanların bilinçlendirilmesi lazım. Öyle bir güne gideceğiz Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın Hadis-i Şeriflerinde ‘yarım hurma olsa dahi ateşten sakınızı’ buyurmaktadır.” şeklinde aktardı.

Ensarullah: Tel Aviv'i "Filistin-2" füzesiyle vurduk Ensarullah: Tel Aviv'i "Filistin-2" füzesiyle vurduk

İslam dininde cihadın önemine değinen Filistin Âlimler Birliği Başkanı Dr. Nevaf Tekruri, “Öncelikle cihadı iyi bilmemiz lazım. Filistin ve Gazze’de niçin cihad yapılıyor, oradaki savunma neyin savunmasıdır? Oradaki cihad aslında sadece bir toprak, bir ülkenin savunması değildir. Bilakis oradaki savunma Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin, Türkiye’nin de savunmasıdır. Oradaki mücahidiler bütün İslam âlemi için cihad ediyorlar. Aynı şekilde oradaki mücahitler bizim kutsallarımız için savaşıyorlar. Acaba oradaki mücahitler kendileri için mi sadece cihad ediyorlar? Bilakis onlar bizim için de bütün ümmet için de mücadele veriyorlar. O zaman bizim desteğiniz onlara kendi evimizi koruduğumuz gibi, kendi çoluk çocuğumuzu koruduğumuz gibi nasıl birbirimize destek veriyorsak onlara da destek vermemiz lazım.” ifadelerini kullandı.

Cihad noktasında âlimlerin üzerine düşen görevleri aktaran Tekruri, “Alimler olarak öncelikle cihadı niyet etmeliyiz. Hepimizin içinde cihad niyeti olması lazım. Allah yolunda cihad etmek bizim üzerimize vacibiyettir. Bu cihad niyetiyle eğer yola çıkmazsak kayıplarımız olur. Cihad niyetini üç noktaya ayrılırsa, birinci nokta imanımızı hazırlamak. Çocuklarımızı imani noktada hazırlamamız lazım. Malumdur Gazze’de bir avuç Müslüman dünyanın süper güçlerine karşı mücadele veriyorlar. İkinci olarak fikri hazırlık olması lazım. Bunun ana noktası Gazze’deki cihadı anlayabilmek ve bu meseleyi idrak edebilmektir. Bu mesele sadece bir toprak parçası olmadığını anlamaktır. Bizim yine anlayışımızda Gazze’deki cihadın ortamların olması lazım. Ayrıca bu mesele benim meselemdir gibi bakmamız lazım. Üçüncü olarak ise cesedi olarak, vücutsal olarak hazırlık olmamız lazımdır. Çünkü önümüzde belki de bir cihad var. Ceseden vücudumuzun buna hazır olması lazım.” şeklinde ifade etti.

“İşgal rejimin mallarını almamak şer’i bir mesuliyettir”

Boykot hususuna da vurgu yapan Tekruri, “Çocuklarımıza şehit Hasan Saklanan’ın kıssasını, mücahitliğini anlatalım. Düşman sadece Gazze’ye, Filistin’e saldırmıyor. Aslında hepimize saldırıyor. Hepimiz Mescid-i Aksa’da namaz kılması lazım. Oraya gitmemiz sadece namaz kılmak değil, oradaki Yahudileri nasıl perişan ederiz mantığıyla gitmemiz lazım. Orada Müslüman kardeşlerimize dua edelim. Görüyoruz ki Netenyahu batıdan, BAE’lerinden ve birçok yerden destek ve dua talep ediyor. Onun duası ve desteği budur. Ancak bizim duamız ise Allah’a olan duamızdır. Dua Müslümanın hayatında büyük bir yer edinmektedir. Diğer önemli hususlardan biri ise boykottur. İşgal rejimine destek veren firmalardan alınan ürünler caiz değildir. Boykotu hiçbir zaman bırakmamak lazım. Onların mallarını almak şer’i bir mesuliyettir.

“Gazze’deki Müslümanlar için infak talep edilebilir”

Tekruri, Müslümanların Gazze’deki mücahitler için mallarıyla cihat etmeleri gerektiğini hatırlatarak, “Mal ile cihadın Diğer önemli husus ise mal ile cihattır. Bu noktada bütün Müslümanların Gazze’deki mücahitlere, Müslümanlara yardım ve desteklerinin olması lazım. Onlar kendi kanlarıyla bu yolda feda ediyorlar. Aynı zamanda çocuklarını, eşlerini feda, evlerini bu yolda feda ediyorlar. O zaman bizim üzerimize düşende bu yolda malımızı feda etmektir. Hatta fakir bile olsa, kendine düşeceği kadarıyla mal ile cihat ederek oradaki mücahitlere destek vermelidir. Bu konuda özverili bir şekilde mal ile cihad etmek lazım. Birçok yere gidilerek Gazze’deki Müslümanlar için infak talep edilebilir. Âlimlerin kendi aralarından komisyonlar kurmalıdır. Bununla Filistin davasını anlatmak, her yere ulaştırmak için bu komisyonların kurulması gerekiyor. Bu niyetle Filistin davamıza daha çok sahip çıkarız inşallah.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)

Kaynak: ilkha