AK Parti Selçuklu'da Bağcı dönemi AK Parti Selçuklu'da Bağcı dönemi

TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, soykırım suçuna iştirak edenlerin cezalandırılması için geçen yıl aralık ayında TBMM’ye sundukları kanun teklifinin bir an önce yasalaşması gerektiği çağrısında bulundu. Dinç, gerçekleştirdiği basın toplantısında alkol tüketimine dair uyarılarda da bulundu.

HÜDA PAR Mersin Milletvekili Dinç, partisinin aile uyuşmazlıklarının çözümüne dair önerisini de paylaşarak İslam Aile Hukuku’nda yer alan ‘Aile Hakemliği’ sistemiyle bu sorunun hallolabileceğini belirtti.

“On binlerce masum insanın katledildiği bu vahşet, insanlık onuruna ağır bir darbe vurmaktadır”

Gazze’de yaşanan trajedi ve soykırımın acımasızca devam ettiğini belirterek sözlerine başlayan Dinç, “Abluka altındaki Gazze halkına yönelik bu soykırım, uluslararası toplumun sessizliğinden alınan cesaret ve bazı ülkelerin desteğiyle pervasızca sürdürülmektedir. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere on binlerce masum insanın katledildiği bu vahşet, insanlık onuruna ağır bir darbe vurmaktadır. Buna karşın elinde güç ve yetki bulunanlar tarafından, soykırımı durduracak somut ve caydırıcı adımlar bir türlü atılmamaktadır.” dedi.

“Soykırım suçuna iştirak edenlerin cezalandırılması için sunduğumuz kanun teklifimiz hızla yasalaşmalı”

“Soykırım Suçuna İştirak Edenlerin Cezalandırılması için geçen yıl aralık ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğumuz kanun teklifimiz, aradan bir yıl geçmesine rağmen hâlâ daha Genel Kurul'da görüşülmeyi beklemektedir.” ifadeleriyle sözlerini sürdüren Dinç, “Buradan Meclis’te grubu bulunan tüm partilere çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Kanun teklifimizi, bütçe görüşmelerinin hemen ardından gündemin ilk sırasına taşıyalım ve hızla yasalaşmasını sağlayalım. Temennimiz, bu teklifin Meclis’te oy birliğiyle kabul edilmesidir. Bu, Türkiye’nin soykırım suçlarına karşı net ve güçlü bir duruş sergilediğini dünyaya ilan etmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda, işgal rejiminin gerçekleştirdiği soykırıma rağmen hâlâ daha Türkiye’de soykırım suçu işleyenler aleyhinde kanun çıkarmanın önünde birtakım direnç noktalarının olması, Türkiye’nin geleceği adına kaygı vericidir.” diye belirtti.

“Alkollü içkinin sahtesi de gerçeği de öldürüyor!”

“İstanbul’daki sahte içki vakası ve Mersin’de yaşanan bıçaklı cinayet, alkolün bireysel ve toplumsal düzeyde ne denli tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.” ifadeleriyle alkol tüketiminin meydana getirdiği olumsuzluklar ile ilgili konuşarak sözlerine devam eden Dinç, “Alkol tüketimi hem sağlık sorunlarına yol açmakta hem de bireylerin psikolojik durumlarını bozarak, şiddet gibi ciddi toplumsal problemleri tetiklemektedir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre alkol tüketimi, her yıl milyonlarca ölüme neden olmaktadır. Alkolün doğrudan neden olduğu hastalıkların yanı sıra yol açtığı kazalar, intiharlar ve şiddet olayları da önemli bir ölüm sebebidir. Sahte içkiden dolayı İstanbul’da 22 kişinin hayatını kaybetmesi, bir sağlık sorunu olmanın ötesinde, bu sistemin ve düzenin bir yansımasıdır. Diğer yandan Mersin’de alkol alanlardan birinin, yanındaki 3 akrabasını bıçaklayarak öldürmesi, alkolün bireyler arasındaki ilişkilerde nasıl yıkıcı bir rol oynayabileceğini göstermektedir.” ifadelerini kullandı.

“Alkolün sahtesi öldürür, gerçeği cinayet işletir”

Alkol tüketimine karşı daha etkin bir mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Dinç, “Alkolün yol açtığı şiddet sadece fiziki bir tehdit oluşturmaz; toplumsal bağları zedeler, aile içi huzursuzluklara ve psikolojik travmalara da yol açar. Bu tür vakalar sadece bireysel değil, toplumsal bir sorundur. Alkol kullanımını yalnızca bireysel bir tercih olarak görmek doğru değildir. Alkol, sahtesiyle, gerçeğiyle, toplumun sağlığını ve huzurunu tehdit eden ciddi bir problemdir. Alkolün sahtesi öldürür, gerçeği cinayet işletir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bu soruna karşı daha etkin bir mücadele gerekmektedir. Aksi takdirde bu tür trajik olayların sayısı artmaya devam edecektir.” dedi.

“Aile uyuşmazlıklarının çözümünde İslam Aile Hukuku’nda yer alan Aile Hakemliği sistemini öneriyoruz”

Açıklamalarına aile kurumunun güçlendirilmesi için “aile hakemliği” önerisinde bulunarak devam eden Dinç, şunları kaydetti:

“Aile kurumu büyük bir saldırı altındadır. TÜİK verileri ve uzman raporları gidişatın tehlikelerini açıkça ortaya koymaktadır. Bu durum, aile birliğinin korunması ve aile kurumunun güçlendirilmesi adına yeni ve etkili yöntemlerin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Günümüzde aile uyuşmazlıklarında özellikle polis ve mahkeme süreçlerinin başlamasıyla birlikte, ailelerin mahremiyeti ciddi şekilde zedelenmekte ve tarafların tüm özel hayatlarının aleniyet kazanmasına yol açmaktadır. Böylece tarafların tekrar bir araya gelme ve uzlaşma ihtimalleri büyük ölçüde azalmaktadır.

HÜDA PAR olarak, aile uyuşmazlıklarının çözümünde İslam Aile Hukuku’nda yer alan Aile Hakemliği sistemini öneriyoruz. Nisa Suresi’nin 35. ayetinde emredilen bu yöntem, Osmanlı döneminde etkili bir şekilde uygulanmış, aile mahremiyetini gözeterek eşlerin sorunlarını çözmeye katkı sunmuştur. Hakemlerin eşlerin ailelerinden seçilmesi, taraflar arasında güveni artırarak uzlaşma olasılığını yükseltmektedir. Ayrıca, mahkeme süreçlerinin mahremiyeti zedeleyici etkilerinin önüne geçmektedir.”

“Aile hakemliği konusunun araştırılması ve uygulanabilirliğinin incelenmesi için TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdik”

Dinç son olarak, “Aile hakemliği, evliliklerin sürdürülmesini kolaylaştırırken, bireylerin psikolojik ve sosyal refahını da destekleyecek bir çözümdür. Bu konuda, ilgili kurumların rehberliğinde yasal düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz. Yakın zamanda, aile hakemliği konusunun araştırılması ve uygulanabilirliğinin incelenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi verdiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.” diye belirtti. (İLKHA)

Kaynak: ilkha