HAMAS: Gazze'de uluslararası sessizlik ve acizliğin gölgesinde etnik temizlik yapılıyor HAMAS: Gazze'de uluslararası sessizlik ve acizliğin gölgesinde etnik temizlik yapılıyor

Filistin Direniş Grupları Ortak Operasyon Odası, "Aksa Tufanı" operasyonunun birinci yılı münasebetiyle bir mesaj yayımladı.

Mesajda, şu ifadelere yer verildi:

"Ey büyük Filistin halkı... Ey Arap ve İslam ümmetinin halkları:

Gazze'de 7 Ekim'de başlayıp tüm dünyaya yayılan Aksa Tufanı savaşının üzerinden bir yıl geçti. Dünyanın özgür halklarından bazıları halkımızın direnişine silah ve savaşla, diğerleri ise halk protestoları, siyasi destek ile katkıda bulundu ancak bu imanın en zayıf halidir.

"7 Ekim gasıp siyonist yapının yüzünü kararttı"

7 Ekim'in aşılması ve sonrasında yaşananlar, halkımızın ve ümmetimizin mücadelesinde bir dönüm noktası olarak tarihe geçecektir. Bu olay, gasıp Siyonist yapının yüzünü kararttı ve kurulduğu günden bu yana dayatmaya çalıştığı caydırıcılık teorisini sonsuza dek ortadan kaldırdı. Ayrıca, ümmetin özgür direnişçilerinin Filistin'in direnişçileriyle birleşmesi için bir kapı açarak, özgürlerin eliyle Filistin'in kurtuluşu yolunda bir adım oldu.

İşgalci liderliği, Aksa Tufanı'nın şoku karşısında deliye döndü. Nasıl olur da yıllardır küçük bir bölgede kuşatılmış, sınırlı imkânlara sahip olan bir halk, silahlarla donatılmış bir yapıyı yere serip, işgal ordusunun en güçlü ve en hazırlıklı olan Gazze Tümeni'ni yenebilir? Bu beklenmedik darbe, işgalci liderliğinde, güvenlik ve istihbarat birimlerinde büyük bir şok yarattı. Ve önümüzdeki günlerde, aylarda ve yıllarda, işgalci daha fazla stratejik sonuç görecektir, Allah'ın izniyle.

Mescid-i Aksa'ya yönelik artan saldırılar

Geçtiğimiz yıl, Mescid-i Aksa'ya yönelik artan saldırılar, onu zaman ve mekân açısından bölme girişimleri ve benzeri görülmemiş adımların ardından öfke doruk noktasına ulaştı. Dünyanın bu duruma sessiz kalması, esirlerin karşı karşıya kaldığı dayanılmaz işkence, Gazze'nin boğucu kuşatması ve Batı Şeria'nın ilhak edilmesiyle işgalin yayılması, halkımızı patlama noktasına getirdi. Halkımız, özgürlük bedelinin büyük olduğunu bilerek, işgalcilere karşı mücadele etmeye başladı.

Bir yıllık savaş süresince, savaşçılarımızın sahadaki birliği büyük bir güç kaynağı oldu. Tüm direniş grupları, bilgi, mühimmat ve savaşçılarla omuz omuza mücadele ederek işgalciye büyük kayıplar verdirdi. Her sokakta, mahallede ve dar sokakta pusu kurarak işgalciye ağır darbeler indirdiler. Bu direniş, halkımızın ve tüm direniş gruplarımızın, direnişi kutsal bir hak olarak sahiplendiğini gösterdi.

"İşgalciler sahada başarısız oldu"

Direnişçiler, halkımızın bağrından çıkmış kahramanlar ve ailelerimizin yiğit evlatlarıdır. Halkımızın direnişe verdiği destek, işgalcinin saldırılarına karşı direnmelerini sağladı. Halkımız olmasaydı, direnişçiler işgalci karşısında bu kadar uzun süre dayanamazdı. İşgalci ise sahada başarısız olup, hiçbir hedefini gerçekleştiremeyince, sivillere yönelik soykırım savaşına başvurdu, on binlerce şehit ve yaralı bıraktı.

İşgalcinin umduğu gibi halkımızın direnişten vazgeçtiğini değil, direnişçilere katılma yarışına girdiğini gördük. Bu kutsal savaşa katılmak için herkes elinden geleni yaptı.

"Gelecek zaferlerle dolu olacak"

Kahraman Batı Şeria da bu tufana katıldı. Şanlı savaşçılar, işgal ordusuna ve yerleşimcilerine karşı ayaklandı. Batı Şeria ve işgal altındaki bölgelerde kahramanca eylemler gerçekleştirdi. Pek çok şehir ve kampta direnişçilerle birlik oldular, direnişlerini geliştirdiler ve işgalciye ağır kayıplar verdirdiler. Daha fazlasını hazırlamaya devam ediyorlar ve Allah'ın izniyle gelecek, Batı Şeria kahramanları ve direnişçilerinin elleriyle daha büyük zaferlerle dolu olacak.

"Filistin yalnız değildir"

Ey özgür ümmetimizin evlatları... Direnişçilerimizin, Lübnan, Yemen ve Irak'tan direnişçilerle birleşerek, halkımızın direnişine katılmalarını ve düşman güçlerine ağır kayıplar verdirerek doğrudan savaşa katılmalarını görmek bizim için büyük bir onur kaynağıdır. Ayrıca, İran İslam Cumhuriyeti'nin siyonist rejime karşı gerçekleştirdiği güçlü saldırılarla halkımızın yanında durduğunu ve direnişçilerimize destek verdiğini ilan etmesi de gurur vericidir. Tüm bu cepheler, Kudüs yolunda şehitler ve fedakârlıklar sunmuş, direnişçilerinin ve liderlerinin kanları halkımızın, liderlerimizin ve mücahitlerimizin kanlarıyla karışmış, ortak bir hedef, kan ve kader birliğini teyit etmişlerdir. Filistin yalnız değildir; Gazze'den kıvılcımı çakan bu savaş, bölgenin yüzünü değiştirecek ve Allah'ın izniyle Filistin'in kurtuluşuna, işgalin sona ermesine ve tamamen temizlenmesine zemin hazırlayacaktır.

"Bu fedakârlıklar halkımıza ve ümmetimize zafer ve hayır getirecektir"

Filistin direniş gruplarının liderliği, ortak operasyon odasında tek bir karar ve vizyon ile bir araya gelmiş, bu savaşın tüm aşamalarını tek bir saf olarak yürütmüş, aylarca süren dolaylı müzakereleri ortak ve uyumlu bir anlayışla sürdürmüştür. Şehitlerin kanlarına, acı çeken mazlumlara, sürgünlere ve esir düşenlere olan vefa gereği, bu birlik devam edecektir. Halkımızı korumak için tüm güçleriyle savunmaya devam edecek, görevini asla terk etmeyecek ve dökülen kanın durması için çaba gösterecektir. Ancak halkımızın meşru haklarından asla taviz vermeyeceklerdir. Siz, ey halkımız, çok şey hak ediyorsunuz. Birlikte direndik, şehitler verdik, bu zorluğu birlikte aşacağız ve işgalin yıktıklarını birlikte yeniden inşa edeceğiz. Siz bizdensiniz, biz de sizdeniz. Liderlerin ve mücahitlerin dökülen kanı, sizler için feda edilmiş olup, bu fedakarlıklarınızın bir parçasıdır. Allah'ın bu fedakarlıkları boşa çıkarmayacağına inanın; bu fedakârlıklar er ya da geç halkımıza ve ümmetimize zafer ve hayır getirecektir.

Şehitlerimize rahmet ve ebedi huzur, esirlerimize özgürlük, yaralılarımıza şifa ve büyük halkımıza özgürlük...

Allah büyüktür ve zafer direnişindir." (İLKHA)

Kaynak: ilkha