Şanlıurfa’da etkisini gösteren soğuk hava, bakırcılık gibi geleneksel el sanatlarıyla uğraşan ustaları zorluyor. Ellerinin soğuktan çatladığını belirten ustalar, bu zorlu şartlara rağmen mesleklerini sürdürmek için ateşin başına geçip, işlerine devam ediyor.

Şanlıurfa’da tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda bakırcılık ve kalaycılık mesleğini sürdürürken ellerinin çatladığını belirten ustalar, soğuk nedeniyle işlerini yapmakta güçlük çektiklerini ifade etti.

Bakırcılar, helal kazanç elde etmek için mücadele ettiklerini ve işlerinin her zaman değerli olduğunu vurguladı.

“Yağmur olsa soğuğun burnu kırılır”

Hacı Mustafa Ozan

Soğuk havanın çetin olmasına rağmen işine devam ettiğini belirten Hacı Mustafa Ozan, “"1939 doğumluyum, Şanlıurfalıyım. 75 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Havalar soğudu, her şey pahalı oldu. 500 liraya aldığımız kalayı şimdi 1.500 liraya alıyoruz. İşimiz zor, kimse gelip çalışmıyor. Zaten bugün varım, yarın yokum. Soğuk havalarda çalışmak çok çetin ama mecburuz, çalışmazsak olmaz. Kalay yaparken elim kaç yerden yanmış. Bakırcılık mesleğinde eskiden 50 tezgâh vardı, şimdi bir ben bir de çırağım kaldı. Çırağı başka yok, hepsi vefat etti. Bu sene gerçekten soğuk. Yağmur da yok. Yağmur olsa soğuğun burnu kırılır, alışverişlerde de biraz hareketlilik olur. Ama şu anda alışveriş yok. Eskiden Urfa bambaşkaydı, burası hep kalaycı ve bakırcılarla doluydu. Helal kazanç cana şifadır. Haram çalışırsan evladın da sana düşman olur, ailen de. Öteki dünyada da ayrı bir hesap var. İnsanlar bilmez ama Allah her şeyi görür." dedi.

“Havalar soğudu, ellerimiz çatlamaya başladı”

Mehmet Nur Demirözlü

Soğuk havada çalışmaktan ellerinin çatladığını ifade eden Mehmet Nur Demirözlü, "Şanlıurfalıyım, 1956 doğumluyum. Babam da bakırcılık mesleğini icra ediyordu. Havalar soğudu, ellerimiz çatlamaya başladı. Çekiç, bakır, demir, her şey soğuk, hava soğuk. Urfa eskiden daha soğuk havalar görmüştü. 1972-1973'te çok kar yağmıştı. O zamanlar Bahçelievler, Karaköprü yoktu. Mahallelerde kar yığınlarından damlara çıkılırdı. Kar senesi olmuştu. Soğuk havada çalışmak zorundayız, evde mi oturalım? Gençler yalnız okulla yetinmesin, okulla birlikte sanata yönelsin. Ben İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Hem okula gider hem de babamın yanında çalışırdım. Babam 1978’de vefat edince sanata döndüm. Sanat olmazsa ne yapacaktım? Emeğimizin karşılığını tam alamasak da bereket versin diyoruz." şeklinde konuştu.

“Allah, soğuk yerlerde yaşayanlara yardım etsin”

Ali Çalışır

Öğrenciler, burs artışının yetersiz olduğunu savunuyor Öğrenciler, burs artışının yetersiz olduğunu savunuyor

Ali Çalışır ise "Bizim memleketimiz diğer memleketlere göre çok daha iyi. Türkiye'nin en sıcak vilayeti. Allah, soğuk yerlerde yaşayanlara yardım etsin. Soğuk hava beni etkilemiyor, etkileseydi zaten çalışamazdım. Çalışıyoruz, Allah yardım ediyor. Elhamdülillah, bir sıkıntımız yok. Çok şükür." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

Kaynak: ilkha