12 Kasım 1933 Kaşgar'da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nin 91. yıl dönümü ve 12 Kasım 1944 Gulca'da kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin 80. yıl dönümü dolayısıyla 'Doğu Türkistan Sempozyumu' düzenlenerek Doğu Türkistan'da yaşanan hak ihlalleri ele alındı alındı.

Ankara'nın Çankaya ilçesinde bulunan Milli Kütüphane'nin konferans salonunda düzenlenen sempozyuma siyasi parti ile STK temsilcileri ve vatandaşların katılımıyla gerçekleştirildi.

Emekli İmam-Hatip Yenigün: Yılbaşında ancak Mekke’nin fethi kutlanır Emekli İmam-Hatip Yenigün: Yılbaşında ancak Mekke’nin fethi kutlanır

Sempozyumda, Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı Başkan Vekili Prof. Dr. Erkin Emet, Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Abdureşit Abdulhamit ve Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdulhamit Karahan söz alarak konuşmalar yaptı.

Yapılan sempozyum sonrası Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdulhamit Karahan, İLKHA muhabirine konuştu.

"Çin, Doğu Türkistan'da asimilasyon ve soykırım politikası uyguluyor"

Doğu Türkistan'da doğduğunu 2004 yılında Türkiye'ye eğitim için geldiğini, eğitim bittikten sonra da Doğu Türkistan'a dönme şanslarının olmadığını belirten Karahan, "Doğu Türkistan'da 12 Kasım 1933 ve 12 Kasım 1944'te kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nin 91. yıl dönümü ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin 80. yıl dönümünde diasporadaki Uygur Türkleri her yerde Doğu Türkistan Cumhuriyetlerini anma toplantılarını yapıyoruz. Bugün burada Türk Ocakları Genel Merkezi, Dünya Uygur Kurultay Vakfı, Uygur Akademisi Vakfı ve Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı ile birlikte 'Doğu Türkistan Sempozyumu' düzenliyoruz. Türkiye'de konuya hakim olan ünlü akademisyenler Doğu Türkistan ile ilgili tarihi, kültürü ve günümüzde yaşanan sıkıntılarla ilgili bildiri sunmakta. Biz Doğu Türkistanlılar şu anda Doğu Türkistan'da var olma mücadelesi veriyoruz. Şu anda Çin, Doğu Türkistan'da asimilasyon ve soykırım politikası uyguluyor. Dolayısıyla Uygur Türkleri hem Doğu Türkistan'da hem yurtdışında bir var olma mücadelesiyle birlikte bir bağımsızlık mücadelesi vermekteyiz. Dolayısıyla bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin daha duyarlı olmasını ve Uygur Türklerine yönelik ciddi bir devlet politikası oluşturulmasını ve Türk milletinin Uygur Türklerin yanında olarak ciddi fiili destek vermesini istemekteyiz." dedi.

"Çin 2012'den itibaren Doğu Türkistan'da İslami değerlerin hepsini yasakladı"

Doğu Türkistan'da 20-25 milyon civarında Doğu Türkistanlı yaşadığını ifade eden Karahan, "Çin 1949'da Doğu Türkistan'ı işgal ettikten sonra asimilasyon politikasına hız verdi. En son 2017 yılı itibariyle Doğu Türkistan'da ciddi bir toplama kampı inşa etti. BM raporuna göre, bin 200 bölgede Doğu Türkistanlılara yönelik toplama kampları söz konusudur. BM raporunda şu an 3 milyona yakın Doğu Türkistan toplumunun önde gelenleri toplama kaplarında hapiste tutuluyorlar. Çin 2012'den itibaren Doğu Türkistan'da İslami değerleri başörtü, sakal, namaz, dini ibadetleri ve dini kitapları hepsini yasakladı. Dolayısıyla Uygur Türkeri'nin kültürü, dini ve dili (Uygur Türkçesi) yasaklandı. Şu anda eğitimde Uygur Türkçesi yasaklandı. Dolayısıyla önce bu kısıtlamaları 5 sene (2012'den 2017'ye kadar) ciddi bir yasaklama koydu. 2017 itibariyle bin 200 tane bölgede toplama kampı inşa ederek 3 milyondan fazla toplumun en önde gelen entelektüel kesimi hapse soktu. Hapisteki ve toplama kaptaki insanlara Çin Komünist Partisi ve Çin yönetimi beyin yıkama kampanyaları yürütülüyor. Buna uymayan insanlara da fiziki işkence yapılıyor. Dolayısıyla çok ciddi bir şekilde insan hakları ihlalleri ve soykırım söz konusudur. Şu an ABD, Japonya ve bazı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, 11 ülke Çin'in Doğu Türkistan'da yaptıklarını soykırım olarak tanıdı. Şu an biz Türk ve Müslüman dünyası başta olmak üzere, bunların da Uygur Türklerin yanında hem soydaş hem Müslüman dindaş olan kardeşlerinin yanında Çin'e karşı tavır vermelerini istiyoruz." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)

Kaynak: ilkha